Ana içeriğe atla

14 Şubat Sevgililer Günü Saçmalığı

Merhabalar

Başlığı okuduğunuzda yanlış mı okudum diye bir hissiyata kapılmayın zira doğru okudunuz.
Ben de doğru yazdım. Gelelim sebeplerine.

Dün eşimle olan bir diyaloğumuzu anlatarak işe başlamak istiyorum ki sizler de bu konuda bir kanaate varın. Şapkanızı önünüze koyun bir düşünün. Acaba biz bu günü abartarak doğru mu? Yanlış mı? yapıyoruz diye. Zira dünkü duyduklarımdan sonra benim kanaatim hiç de iyiye gitmediğimiz yönünde.

Eşim her akşam olduğu gibi dün akşam da beni işten almaya geldi. Havalar güzel olsa yürüyorum ancak malum hava soğuk Eskişehir ayaz. Neyse konudan sapmadan devam ediyorum. Araba da giderken ertesi gününün de 14 şubat olması nedeniyle eşime takılayım dedim. "Canım yarın neler yapıyoruz? Nerelerden rezervasyon yaptırdın? Bak damdaki kemancılar, üzerimden gülleri çuval çuval saçan garsonlar olmazsa yarın seninle bozuşuruz" dedim. Olacaksa ya en uç nokta olacak ya da hiç olmayacak. Ben böyle dalga geçerken (ayrıca belirteyim eşim de ben de sevgiler günü gibi zorunluluk gerektiren şeylerden nefret ederiz.) eşim anlatmaya başladı. 



Fabrikadaki mesai arkadaşlarından biri maaşlar henüz yatmadığı için kredi çekmeyi düşünüyormuş. Sevgiler günü için değil herhalde dedim. Bildiğiniz kafa kırma modundayım. Tam da üstüne bastın dedi. Bendeki tepki "yok artık!..."
"Var artık çünkü her sene hediye alıp, yemeğe götürmezse evde terör esiyor, eşi adama dünyayı dar ediyormuş" dedi. Ben avarel durumunda ağzım açık eşimi dinlerken anlatmaya devam etti. Adam işini garantiye almak adına cepten kredi müracaatı bile yapmış. Ben de şokların biri bin para.  


Peki durum bu kadar vahim hale gelmişken işin bir de senenin 364 günü hödüklük yapan eş kısmı var ki -kadın ya da erkek fark etmez- o konuyu burada hiç açmıyorum zira açarsam sayfalar dolusu yazarım. Ama koca bir seneyi tek bir güne sığdırmak da marifet.

Biz hangi ara bu kadar kapitalizm kölesi olduk, tüketim çılgınlığında sınır tanımadık da bu hallere düştük bilemiyorum. Ha unutmadan söyleyeyim eşine hediye almamak için kendisini hediye edenleri ya da klişe olmuş hediyeleri artık hediye olarak kabul etmiyorlar. Haberiniz olsun. 

İnsanların maalesef istekleri Nirvana'ya ulaşmışken; her sene alınan hediyenin daha üstü istenip, level atlanıyor. Durumun vehameti bu kadar göz önündeyken sizin aldığınız uyduruk bir parfüm, kolye vs. gibi hediyeler, bilmem nerede kemancılarla ve güller eşliğinde, hediye olarak alınmış bir tek taş pırlanta ile süslenmiş yemeğin yanında solda sıfır bile kalmıyor. NET...

Diyeceksiniz ki eşin sana sevgiler gününde bunları yapmadığı için bu satırları yazıyorsun. Alakası yok. Çünkü eşim de, ben de bu tarz herkesin kutladığı günleri kutlamaktan hoşlanmıyoruz. Kendimize özel olan günlerimiz bizim için daha anlamlı ve güzel. İstediğimiz zaman zaten gidip yemeğimizi yeyip, oğlumuzla birlikte istediğimiz şekilde vakit geçirebiliyoruz. Yemek yemek yada hediye almak için milletin belirlediği günü seçmemize, sürü gibi herkesin yaptığı şeyleri yapmamıza gerek yok. Üstelik her gün kavga edip, bugün geldiğinde çiçekler, böcekler eşliğinde sevgililer günü kutlanmaya çalışan böyle bir eşim ya da sevgilim olacağına bırakın dağınık kalsın. Ben almayayım.

Neyse durumun özeti, bana göre çiçekçi, kuyumcu ve lokantacıların sevgiler günü kutlu olsun.

Yeni yazımda görüşmek üzere. Hoşça kalın.

Yorumlar

  1. çok güzel yorumlamışsınız

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle katılıyorum..Yıllardır hep söylerim insanların bakış açısı hep aynı;böyle sürprzler yapan bir eşin yok die...vs.vs..Oysa biz kutladığımız kendimize özel zamanlarıöz zaten vaR kimin çıkardığı belli olmayan saçma sapan alın kutlayın denilen bir günü nie kutlayayım kii..

    YanıtlaSil
  3. Hepsine katılıyorum çok iyi bir yazı olmuş. Maalesef tamamen birbirine özenmek ve hava atmak amacıyla kutlamalar yapılıyor yoksa insanlar neden aldıkları hediyeyi, kutlamayı en özel anlarını çekip oraya buraya atarlar ya da sürekli anlatıp dururlar ki ve bu şekilde tepki verdiğiniz de sistemin parçası olmadığınız da sadece onların gözünde kıskandı oluyoruz :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük Dünya;
      Öncelikle yorumunu kaçırmışım. Özür dilerim.
      Kendisini yetiştirmemiş insanların bana göre insanlara bir şeyler yetiştirmek istemesinden kaynaklanıyor. Eşim bana hediye aldıysa beni ilgilendirir. Başkasını değil.

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Gabriel Garcia Marquez - Ağustosta Görüşürüz

 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Yeşil Yol

 

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.