Ana içeriğe atla

Sarah Jio- Gündüzsefası

Merhabalar

Sarah Jio'nun Gündüzsefası kitabını bu seneki yaz tatiline giderken yanıma aldım. Uzun zaman önce kitaplığıma eklemiş olmama rağmen, okumaya ancak sıra geldi.

Sarah Jio okuyanlar bilirler. Okumayı düşünenler içinde kısaca belirteyim. Yazar kitaplarını iki zaman arasında yazıyor. Geçmiş ve gelecek.  Olaylar kitabın sonunda ortak payda da buluşuyor. 

1950'li yıllarda genç ve güzel Penny görgü okuluna gitmektedir. Kısacası koca bulma okulu da diyebiliriz. Güzelliği dışında pek de öyle bir özelliği olmayan Penny bu okula giderken ünlü ressam Dexter ile tanışır ve evlenirler. Penny ve kocası Seattle'da bir yüzen evde yaşamaktadır. Eşinin olmadığı zamanlarda hayatındaki tek dostu Jimmy adındaki küçük çocuktur. Bir süre sonra eşi çok yoğun çalıştığı için eve gelmez. Penny yalnız kaldığında zamanını yemek yapmakla ve Jimmy ile geçirmeye başlar. Evliliklerinin ilk zamanları güzel giderken, Penny her şeye sahipken yuvalarında bir şeylerin eksik olduğuna, bu eksiğin ise çocukla tamamlanacağına kanaat getirmeye başlar. 

Günümüzde ise Ada Santorini işinde başarılı bir gazetecidir. Fakat resmen işi ile evlidir. Evli ve çocuk sahibi olmasına rağmen ailesine işinden dolayı zaman ayıramaz. Elim bir kaza sonucu eşini ve çocuğunu kaybedince New York artık kendisini boğmaya başlar. Artık eskisi gibi mesleğini yapmak istemez. Terapisti kızının Seattle'da bulunan yüzen evinden bahseder. Ada resimlerine baktığı yüzen eve hayran kalır. İşinden istifa ettikten sonra soluğu Seattle'da alır. 

Ada New York'tan Seattle'a geldiğinde gördüğü manzaraya hayran kalır. Tekneler Caddesi'nde bir sürü yüzen ev vardır. Burada geçmişin acılarından kurtulmayı planlamaktadır. Evine yerleştikten sonra komşuları ile tanışır. Jimmy ve Alex kendisine gerçekten birer arkadaş olur. Evinde tesadüfen bulduğu anahtar bir sandığa aittir. Salonunda fark ettiği sandığa ait olabileceğini düşündüğü anahtar ile dayanamaz ve sandığı açar. Kendini sandığı karıştırırken bulur. Komşularından da öğrendiği kadarıyla burada eskiden yaşan Penny adında bir kadın vardır. Komşuları eskiden bu evde yaşayan ve birdenbire ortadan kaybolan kadınla ilgili konuşmak istemez.

Ada mesleğinin de verdiği merakla kendini Penny'nin hayatını araştırırken bulur. Karşısına çıkan gerçekler ise; Ada için Tekneler Caddesi'nin o kadar huzurlu bir yer olmadığına karar vermesine neden olur.

Sarah Jio'nun okuduğum ikinci kitabı Gündüzsefası. Kitapta geçen yüzen evleri okuduğumda aklımda şekillenen görüntü Zeki Alasya ve Metin Akpınar'ın Güler misin? Ağlar mısın? filminde yapmış oldukları yüzen evdi. Dolayısıyla hemen yüzen evlerin nasıl olduğu ile ilgili görüntülere baktım. Hemen hemen filmdekine benzer ama biraz daha modern olan yüzen evlerle karşılaştım. Bu kitabı okuyana kadar yüzen evler olduğunu da bilmiyordum.

Sarah Jio'nun yazım tarzı nedeniyle kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Kitap konusu bakımından güzeldi. Çok durağan olmamakla birlikte, çok da tempolu değildi. Kitabın sonunu böyle hiç beklemiyordum. Spoi vermek istemiyorum ama bir anne nasıl böyle bir şey yaptı hâlâ daha aklım almıyor doğrusu. Bu kadar spoiden sonra kitap orta seviyede kaldı. Çok beğendiğimi söyleyemem. Ancak kitabın sonu yine şaşırtıcıydı. 

Herkese keyifli okumalar dilerim.

Tanıtım Bülteninden

Acı ne kadar derinde olsa da zamanla tüm çiçekler güneşe döner yüzünü…

Kalbin anahtarıdır gündüzsefası. Ruhlarında en derin izleri taşıyanları bile çiçekleriyle sarmalar, filizleriyle umut taşır. İşte böyle gündüzsefasının süslediği bir yüzen evde yaşayan Penny Wentworth, 1950’li yıllarda ünlü bir ressamla evlidir. Her şeye sahip olan Penny’nin tek eksiği ise küçük evlerini taçlandıracak bir bebektir. Ancak gün geçtikçe tek eksiğinin bu olmadığını anlayacaktır çünkü sevgiyi yürekten hissetmek gerekiyordur. Onun hissettiği tek şey ise içini kemiren acıdır…

Ada Santorini New York’ta yaşadığı trajediden sonra ağır depresyondadır. Kendini toparlamak için Seattle’a Tekneler Caddesi’ne gelir. Burada kiraladığı bir yüzen evde eski bir sandık bulur. Sandıkta Penny Wentworth adında bir kadına ait eski eşyalar vardır. Gariptir ki Tekneler Caddesi’ndeki hiç kimse bu kadınla ilgili konuşmak istememektedir. Merakına yenik düşen Ada, Penny’nin gizemli geçmişine adım atarken kendi geleceğini de örmeye başlayacaktır.

Okuyucuları kalemiyle büyüleyen Sarah Jio’dan bir başyapıt daha. Gündüzsefası’nı okurken, ne kadar imkânsız görünse de her şeyin bir umuda açılacağını göreceksiniz.

“Kitabı okuyup rafa kaldırdığınızda bile etkisinden kurtulamayacaksınız.”
Romantic Times


Basım Yılı : 2014

Sayfa Sayısı : 360

Arkadya Yayınları

Yorumlar

  1. yeni okumaya başladım. yazarın tarzı hep aynı demek ki. geçmişle bugünün bağlanması :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Deep. Benimde okuduğum tüm kitaplarında aynı şekildeydi. Geçmiş ve gelecek arasında yolculuk yapılıyor sürekli...

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Gabriel Garcia Marquez - Ağustosta Görüşürüz

 

Yeşil Yol

 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.