Ana içeriğe atla

Manavgat Yangını ve Yaşadıklarımız

Merhabalar

Aslında güzel şeyler yazmak niyetim hep. Gönül ister ki, hep güllük gülistanlık olsun her şey. Üç günlük ölümlü dünyada dünyaya neden sığamıyoruz anlayamıyorum. Herkesin gideceği bir avuç toprakken -ki o da nasip olursa- bu neyin kavgasıdır, nasıl bir nefrettir, dünya iyice yaşanmaz bir hale geldi. Hani derler ya, yiyeceğinden fazlasına avlanan tek canlı insandır. Ne kadra doğru. Hep daha fazlası, her şey benim olsun kaygısı.

Ülkemiz cayır cayır yanıyor ve ne yazık ki elimizden gelen çok fazla bir şey yok. Manavgatta başlayan yangının ilk gününde bizde oradaydık. Denizin ortasındayken eşim önce bana dumanları gösterdi. Üstteki fotoğraf yangının ilk çıkış zamanı. Saat 12 civarı. Başta bir otelde yangın çıktığını düşündük. Otel çalışanlarına sorduğumuzda bizim kaldığımız otelde olmadığını söylediler. Haliyle bizde tepki gösterdik. Yani bizim otelde olmayınca sıkıntı yok mu? Bu kadar mı duyarsız olduk? Çalışanın biri araçlarınız güvende, eğer biizim otelde olsaydı söylerlerdi, sizde araçlarınızı çekerdiniz diye bir şey söyleyince bende devreler attı. O ana kadar araçla ilgili tek kelime etmemişim, çalışanlar size ne yangından, tatilinize bakın şeklinde bir tavır içinde girdiler. Haklı olarak bende bu kadar dumanın arasında, neresinin yandığını bilmeden, sizin kadar umarsız olamıyorum. Neresinin yandığını öğrenmeden de tatil yapmak gibi bir niyete haiz değilim dedim. Sonrasında kafamızı sol tarafa çevirdik. Bu defada farklı bir bölgeden dumanlar yükselmeye başladığını gördük. Haberlere henüz bir şey düşmemişti. Daha fazla tedirgin olduk. Sonrasında önümüzdeki sahile helikopterlerin biri inip, diğeri kalkmaya başlayınca durumun ciddi olduğunu anladık. Bir süre sonrada haberlerde Manavgatta dört ayrı bölgede orman yangını olduğunu öğrendik. 

Bizim bulunduğumuz bölgeye mesafesi olsa da, yangın sanki yanıbaşımızda gibiydi. Üstümüzden sürekli geçen helikopterler geçiyor, heryer duman ve üstümüze yağan küller. Duman nedeniyle güneşin rengi kırmızı, deniz kapkara olmuştu. Ancak Mahalle yanar, ......saçını tarar olayını ne yazık ki bu olayda açık seçik kendini gösterdi ve bu durumu bizzat yaşadık. Biz yangının sönüp sönmeyeceğini endişeni taşırken, turistler için durum bir hayli keyifli gibiydi. Kimsenin umurunda olmadığı gibi, aynı günün gecesi elektrik kesintisi nedeniyle jeneratörler devredeydi ve sadece odalara elektrik verilebildi. Klimalar çalışmıyordu. Turistler oteli birbirine kattı. Neymiş otele para ödemişlermiş, bu nedenle de klimaların çalışması gerekiyormuş. Adamların zerre umurunda değil. Memleket yanmış, orada insanlar canı ile uğraşıyor, tek derdimiz çalışmayan  klima ve buzdolapları. Yazık. 

Bizim tabi tatil yapacak halimiz kalmadı ve ertesi günü otelden çıkış aldık. Haberleri izledikçe yangının ne kadar büyük olduğunu gördük. Diğer illerden gelen yangın haberleri, her dakika başka bir yerden yangın çıkacak endişesi içimizi kavurdu. 

Sabaha kadar balkon kapısı açık yattığımızdan dumandan biraz etkilenmişiz. Boğaz yanmalarımız yeni yeni geçiyor. Yangının ilk çıktığı gece sabaha kadar helikopterlerin aralıksız çalıştığı gibi, yine itfaiye, ambulans, polis, jandarma siren sesleri de hiç kesilmedi. Uyku uyumak zaten mümkün değil. Şiddetli poyraz oldukça daha da panik olduk. 

Çocukluk arkadaşımın babasının Oymapınar Barajında bulunan evi de kül olmuş. İçinde bulunan traktör, tarım aleti gibi bir çok şeyde beraberinde gitmiş. İnsanların binbir zorlukla yaptıklarını bir kıvılcımla heba etmek ne kadar kolay. Sanki o insanlarla kazanmış, koymuşsun gibi. Malı da geçtim, o ormanlardaki binlerce hayvan, ağaç telef oldu ve insanlar canlarını kaybetti.

Biz yanan yerlerin hiçbirini görmediğimiz halde, yaşadıklarımız ve gördüklerimiz bile bize yetti. Haberlerde gördüklerimiz ise zaten dehşet verici. Rabbim bir daha bunları yaşatmasın inşallah. Bunları yapanları da cehennem ateşinden beter ateşte cayır cayır yaksın. Yaşattıklarını yaşamadan ölmesinler. Her iki tarafta da yansınlar inşallah.

Rabbim yangınların üstüne şöyle bir yağmur yağdırsa ne güzel olur. Yüce rabbim çok büyük. Hikmetinden sual olunmaz.

İnşallah yangınlar biran önce söner. İnsanlarımız eski yaşantılarına, ormanlarımız eski hallerine geri döner. Yaşananlar unutulmaz ama inşallah bir an önce yaraları sarılır.

Yangında ölenlere Allah'ımdan rahmet, kalanlarına sabır diliyorum. İnşallah güzel ülkemiz bir daha böyle şeylerle karşılaşmaz. Ülkemizi bölmek, parçalamak ve yok etmek isteyenlere rabbim fırsat vermesin. Hepsinin de en kısa zamanda dilerim Allah'ım bin belasını versin.










Yorumlar

  1. oldukça fazla üzüldüğümüz ama elimizden pek bir şey gelmeyen bir konu... Umarım ettiğimiz dualarda semalarda bir karşılık bulur ve Rabim yardımcımız olur. Geçmiş olsu bu arada hem sie hem hepimize... Bir an önce geçmesi dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cahil Okur;
      İnşallah bir an önce biterde herkes rahat bir nefes alır. Rabbim yangın mağdurlarının yardımcısı olsun inşallah.

      Sil
  2. Sadece yapanları değil onlarla beraber, böyle ormanlarla kaplı güzel yurduma bu tip felaketlerde kullanılacak gerekli tertibatı almayanları da, allah bildiği gibi yapsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtap;
      Cehennem ateşinde bunları yapanlar cayır cayır yansınlar inşallah.

      Sil
  3. Geçmiş olsun canım yaşananlar çok üzücü.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Uğruna İnsanların İntihar Ettiği İran Şahının En Sevdiği Karısı Anis-el Doleh

Merhabalar Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir haber, aslında güzellik kavramımızı sorgulamama neden oldu.

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.

Fatih Murat ARSAL - Yalnız Gözlerin İçin

Merhabalar Fatih Murat Arsal ile tanışmam Anlaşma romanına dayanır ancak yorumlamak için öncelikle Yalnız Gözlerin için kitabından başlamak istedim.

Yeşil Yol