Ne Zaman Akıllanacağız?

Merhabalar

Son zamanların gündemindeki konu malum Çiftlik Bank ve Çiftlik Bank mağdurları.

Çiftlik Bank'ın nasıl dolandırdığını, nasıl insanları kandırdığını anlatmayacağım tabii ki. Günlerdir bunlar zaten konuşuldu. Yazıldı ve çizildi. Ama anlamadığım bir nokta var ki; bu dolandırılan insanların "Kaybettiğiniz paralarınızı kurtaracağız!..." diyen insanların vaadine kanıp, tanımadığı insanlara paralar ödeyerek yeniden dolandırılması.

İnsanlar kolay yoldan para kazanmak istiyor. Bende istiyorum her ay maaşım banka hesabıma yatsın ama ben ofise gitmeyeyim. Hatta gezip, tozup günümü gün edip, sonrasında da maaş alayım. Ama öyle bir dünya yok maalesef. "Emeklemeden yürünmez!..." diye bir söz vardır. Ama çoğumuz kolay parayı duyunca bu deyimi aklımızdan çıkarıveriyoruz ne yazık ki. 

Unuttuğumuz bir nokta varsa bir Muhasebe-Finans Müdürü olarak söylüyorum; kimse kimseyi bu kadar kısa sürede bu kadar çok kâr payı olan bir işe sokup para ÖDEMEZ. ÖDEYEMEZ. Zaten genel olarak bakıldığında da böyle bir sektör ve iş kolu da bulunmamaktadır. Bankaların vermiş olduğu faizler bile ortaydayken bu neyin kâr payıdır?

Böyle bir yatırım yaparken insanların düşünmesi gereken asıl konu ise şudur; "Bu insanlar neden bana bu kadar kâr ödesinler? Salak mıdırlar? ki kendileri bu işi yapmıyorlar da, bizleri de bu işin içine katıp kâr payını bizlerle paylaşıyorlar? Madem bu kadar çok kazandırıyor. O zaman kendi ceplerini neden doldurmuyorlar?" Bunun gibi çoğaltılabilecek bir çok soru gelmesi gerekir insanın aklına. Hadi bir şekilde bu yatırımı yaptınız. Hasbel kader böyle bir yatırıma ayak bastınız. Geri de dönemediniz ve paranızı da kaybettiniz. Neden sizlere ulaşan insanlara yeniden güvenip, para ödeyip paranızı kurtaracaklarına inanıyorsunuz? Sizin ikinci defa para verdiğiniz insanlar kimdir? Bunu hiç sorguladınız mı? da denize düşen yılana sarılır hesabı bu adamlara sarılıyorsunuz? Avukatlık ücretleri belliyken sizin kaybettiğiniz yüksek rakamları kurtarmak için neden bu kişiler kişi başı 500,00.-TL yada 1.000,00.-TL gibi ücretlerle sizin paranızı kurtarmaya çalışsınlar? Özür dileyerek söylüyorum. O zaman avukatlar salak. Bu işi yapmadıklarına göre. Kaldı ki; bir davaya dosya açmak bile bu paraları bulurken adamlar sadece bu paraya sizin paranızı kurtaracaklarmış. KOMİK.

Devlet zaten bu işe el koymuşsa, olay mahkeme sürecine taşınmışsa, aynı zamanda da kamu davasına da dönüşmüşse, zaten kaybettiğiniz paranıza ve zamanınıza neden yenilerini eklemeye devam ediyorsunuz? Bırakın bundan sonrasını bir şekilde adalet çözebilirse çözsün. Çözemezse de, zaten giden gitti. Ruhuna El Fatiha. Üstüne de bir bardak soğuk su içip bir daha bu tarz şeylere güvenmemeyi ve girmemeyi öğrenmelisiniz. Fakat millet olarak yatarak kazanma sistemine kendimizi o kadar adapte etmişiz ki; maalesef yaşanan hiçbir olaydan ders çıkaramıyoruz. Yine olsun, yine yaparız. Eminim ve kalıbımı da basarım.

Çiftlik Bank kuruluşuna benzer on bir kuruluş daha varmış. Bu olaydan sonra sanırım onlarda aynı sürece girecekler. Umarım böyle bir şey söz konusu olmaz ama maalesef yapısal olarak fazlasıyla benziyormuş. Yakın zamanda yeni bir Çiftlik Bank vakası daha yaşanırsa hiç şaşırmam. 

Bu tür oluşumlara girebilmek, daha fazla para kazanabilmek adına insanlar ellerindeki son kuruşuna kadar harcayıp, olmadı üstüne kredi çekip, evini ve arabasını satıyorlar. Sürü psikolojine dayanarak oluşuma gireceklerde bakıyorlar ki; "Bu kadar insan girmiş. Araştırmışlardır nasıl olsa!...SALAK DEĞİLLER YA!..." diyerekten körü körüne sisteme dahil oluyorlar. Sonrası "Aman sabahlar olmasın!..." Yine hüsran, yine hicran.

Yazık ki; ne kadar anlatılırsa anlatılsın bu olayların maalesef son bulmayacağı. İnsanlarımız kendilerini o kadar şartlandırmışlar ki; yatarak para kazanma, zengin olma düşüncesine biz ne kadar söylersek söyleyelim faydasız. 

Yandım denilen noktada; "Devlet bize yardım etsin!...Aman biz yandık. Başkası yanmasın!..." Devlet yardım etsin etmesine de; Allah'ım da akıl vermiş hepimize. Kullanabilelim diye. Unutmayalım ki; 

"İNSANIN KENDİ KENDİNE YAPTIĞINI, BİR ORDU GELSE YAPAMAZ!..."

Yeni yazılarımda görüşünce dek, herkese kazasız, belasız günler dilerim.

Hoşçakalın.